Sesli Duygum
Hayat, kelimelerin ötesinde bir melodiye benzer. Her an, içimde farklı bir duygunun yankılandığını hissediyorum. Bu duyguların bazen fısıldadığını, bazen de gürültüyle haykırdığını bilmek, beni derin düşüncelere sevk ediyor. İşte bu noktada, “sesli duygum” kavramı hayatımda önemli bir yer tutuyor.
Günlerden bir gün, yağmurun hafifçe camlara vurduğu bir akşam, yalnız başıma bir kafede oturuyordum. Dışarıda insanlar geçiyor, kahkahalar yükseliyordu. Bu karışık his, “sesli duygum” oldu; çünkü içimdeki bu his, dışarıdaki gürültüyle bir bütünlük oluşturuyordu.
Kimi zaman sevinçle dolup taşarken, içimdeki duyguların sesi beni sarhoş ederdi. Arkadaşlarımla geçirdiğim anlarda, kahkahalarımız birbirine karışır, her bir gülüşte hayatın güzelliklerini daha derinlemesine hissederdim. O anlarda, sesli duygum neşeyle dolup taşarken, zamanın nasıl geçtiğini bilemezdim. Her an, anıların müzikal bir parçası gibi çalınırdı.
Ancak hayatta sadece sevinç yoktu; kayıplar, hayal kırıklıkları da vardı. Bir sevdiğimi kaybettiğimde, içimdeki sesli duygu, derin bir acıya dönüşmüştü. Ama zamanla bu acının da bir anlam kazandığını fark ettim. Her bir gözyaşı, kaybedilenlerin hatırasını yaşatırken, aynı zamanda yeni başlangıçların kapısını aralıyordu.
Sesli duygum, hayatın zenginliğini yansıtan bir yansımadır. Sevinç, hüzün, yalnızlık, mutluluk… Hepsi bir arada, içimde bir senfoni oluşturuyor. Bu senfoni, bazen gürültülü, bazen de sessiz bir melodinin iç içe geçtiği bir armoni. Hayatın her anı, bu sesli duygunun farklı bir tonunu barındırıyor. Ve ben, bu melodinin içinde kaybolmakla kalmayıp, onunla birlikte dans etmeyi öğreniyorum.
Sonuç olarak, “sesli duygum” kelimesi, hayatın içindeki karmaşayı, güzellikleri ve acıları bir araya getiren bir kavramdır. Her an, yeni bir melodi oluşturuyor ve ben de bu melodiyi dinlerken kendimi buluyorum.
Okunma Sayısı: 63